Çocuğun
ilk arkadaşı annesidir.
Anne içinde çocuk dünyaya ikinci bir kez tekrar
saflığın gözü ile bakabilmek, onun gözleri ile hayata tekrar
çocuk gözü ile bakabilmek ve yeniden büyüyebilmek için ikinci bir şanstır.
Bu anlamda tekrar mutluluğu yakalayabilme şansıdır. Yapılan
istatistik ve araştırmalar mutluluğun en önemli anahtarlarından
birinin tekrar çocuklaşabilmemizi, pazarlıksız masumiyeti ve
saflığı yakalayabilmemizi sağlayan çocuklarımız
olduğunu ortaya koymaktır.
Çocuk bunun ötesinde anneye daha önce hiç
yaşamadığı türden bir sevgi yepyeni keşfedilmemiş
bir duygunun ve bu duygunun yarattığı mutluluğun kapılarını
açar. Onun yumuşaklığını hissettiği anda annenin yaşama
sevincine bir halka daha etkilenir.
ANNE -
ÇOCUĞU ( 0 - 7 Yaş)
Çocuk
annesi ile olan ilişkisinin 3.5 yaşına kadar olan bölümü
sadece bilinç altında saklayabilir, ancak bilinç altına işlenen
bu dönem çocuğun ileriki ruh sağlığı için son derece
önemlidir. Bu dönemde başlatılan ve yaratılan ilişki ne
kadar neşeli, sağlıklı, istikrarlı, güven ve sıcaklık
dolu olursa ileriki dönemlere de o derece güzel bir ilişki taşınabilir.
Bebek doğduğu
andan itibaren etrafı, kendisini, bedenini, çevresini keşfetmeye çalışır.
Doğal içgüdüleri ile başlattığı tüm yönelişleriyle
geliştirdiği yaşantısının her safhası
birbirini etkiler, onun için gelişimin her döneminde gereken ilgi ,sevgi,
şefkat ve sıcaklığı hatta saygıyı bile görmelidir.
Çocuğun zihinsel ve psikolojik gelişmesi için olumlu koşulların
sağlanması gereklidir ve koşulların olumlu olması anne
ve babanın onu sevgi ve şefkat ile bilinçli bir ilgi ile yetiştirmesine
bağlıdır. Anne ve babanın kendi çocuğuna has gelişim
noktalarını ve ilgi alanlarını keşfetme konusunda uyanık
olması gereklidir.
Örneğin:
Çocuğun 3 yaşından sonra çevreyi keşfetme, eşyalara,
doğaya sahip çıkma eğilimi vardır. Onun bu erişebildiği
her şeye değme isteği engellenir ise bir sonraki gelişim
evresine güçlü giremeyecektir. Onun eğilimleri, yararlı olduğu
kadar çocuğa hoş gelecek biçimde güzel yönlendirilse, bir sonraki
devrede ( 3 - 7 Yaş ) zihin fonksiyonlarını daha serbest ve rahat
özgürce geliştirebilir. Duyguları, hayalleri ve fikirleri yine
ailenin şefkat ve ilgili yaklaşımı ile sağlıklı
oluşabilir. Yeterlik durumunun gelişimi
için tüm devrelerin gerektirdiği davranışlara hazır oluş
sağlanmalıdır. Zekasını yeteneklerini geliştirecek
biçimde kullanmaya koşullandırılması onun yeterlilik
durumuna etkileyecektir.
Bu evrelerde dayak başvurulacak bilecek
en kötü, zarar verici ve küçültücü eylemdir. Gelişimi en kötü yönde
etkileyen zarar veren bu eylemin köklerine indiğimizde annesinden küçüklüğünde
dayak yemiş veya kocasından dayak yiyen bir kadının bunu kendi çocuğuna da
tekrarlayabildiği ortaya çıkmaktadır. Anne her ne kadar yaşamış
olduğu bu durumdan memnun olmayıp asla kendisi uygulamama kararında
da olsa beyinde böyle bir olayın imgeleri yer aldığından
bir kerede olsa bunu gerçekleştirebilme olasılığı yüksektir
ve bu bir kereyi diğerlerinin takip etmesi daha kolaydır. Bu
evrelerdeki en önemli konulardan bir tanesi de güven kavramı ve bunun
geliştirilmesidir. Çocuğun her şeyden önce güven duyacağı
bir ortama ve insana ihtiyacı vardır. İçinde geliştiği
ortamın güven verici olması ondaki aidiyet duygusunun gelişiminde
çok önemli bir rol oynar. Bir sonraki aşamada ise sen bana güveniyorsun
ben sana güveniyorum kavramını yalnız ihtiyaç duyduğumuz
anlarda sözel kullanmanın ötesinde bazı ufak tefek sorumlulukları
ona bırakmamız söylediklerimiz ile tavırlarımızın tutarlılığı
dolayısı ile güvenilirliğimizin devamı ve bu kavramı
yaşatarak yerleştirmemiz açısından önemlidir. Çocukta bu
duyguyu geliştirmek başarının en büyük kısmıdır.
( %80 - %90)
Çocuğun
kelime haznesi gelişimi ve psikolojik gelişimi açısından doğduğu
andan itibaren konuşmak gerekir. Çocuk ses tonuna karşı duyarlıdır
ve algılamalar doğuştan itibaren başlar. Bu algılama
mana çıkarma değil duyum alma anlamındadır. Yavaş yavaş
anlam çıkarma ve takibinde anlamlı ve bilinçli ifade etme gelişir.
Çocuk ufak yaşlarda kendi kendine oynar ve konuşur, daha sonraki yaşlarda
grup oyunlarına başlanır.
1.Yaş
çocuğu: Ses çıkaran yumuşak köşesiz boyasız
objelerle ilgilenir. ( Ses çıkaran civciv, ayıcık, kuş,
buruşturulabilen ayıcık.
2.Yaş
çocuğu: Kutular, üst üste konulabilen karmaşık olmayan
basit legolar, iç içe geçirme üst üste koyma yerine yerleştirme
yapabileceği objelerle ilgilenir.
3. Yaş
çocuğu: Çizgi film kahramanlarına karşı merak uyanmıştır.
Kahramanları sembolize eden oyuncaklar veya onların kullandığı
türden eşyalar ilgisini çeker. Daha karmaşık yap bozlar,
bilgisini geliştirecek türden konulu kurgulanacak legolar ( Bahçe içinde
ev, hayvan, göl v.s.) bir manzaranın aynısının puzzle
olarak oluşturulması vs...
4.Yaş
çocuğu: Resim yapmaya özellikle seramik çalışmaları,
hamurdan renkli killerden objeler yapmaya teşvik etmek, yapılan çalışmalarda
da yer almak ve çalışma sürecini paylaşmak mesela sen tabak
yap, ben de kiraz yapayım gibi yaklaşımlarda bulunup bitirince de
aferin ne kadar kabiliyetlisin demek bir anlamda onu onore etmek çok önemlidir.
Okul öncesi içine girdiği ortamlara ve bu ortamların standartlarına
bağlı olarak ilgi ve gelişim kulvarları çeşitlenmeye
başlar.
5.Yaş
çocuğu: Okul öncesi eğitim dönemidir ve önemli olan nokta bu
yaş çocuğun hala oyun çocuğu kabul ederek eğitilmesidir.
Yine resim, seramik gibi aktivitelerin yanı sıra artık daha sofistike el
becerilerini devreye sokabileceği oyma kesme, yapıştırma,
kolaj çalışmaları devreye girer. Grup oyunları başlar.
Sek sek, saklambaç, top oyunlarından yaşına uygun olanlar vs. gündeme
gelir.
6.Yaş
çocuğu: Daha gelişmiş top oyunları, değişik
zeka oyunları, grup ile oynanabilecek hafıza ve zeka oyunları, koşmaca,
yakalamaca.
Çocuğun
gelişiminde bütün bu oyunlarında gerçekleşmesinde amaç 24
saat çocukla ilgilenmek ve yanında olmak değildir. Önemli olan çocuğun
sadece kendisine ait ve annesinde kendisiyle ilgilendiği ve konsantre olduğu
zaman parçasını bilmesi ve bundan yararlanmasıdır. Şöyle
ki işten gelen annenin bütün işleri dışında çocuğa
özel olarak onun istediği herhangi bir aktivite veya faaliyeti beraber
paylaşabileceği yada çocuğun yaptıklarını
seyredebileceği bir zaman dilimi ayırması gereklidir.
Burada önemli
olan kilit nokta çocuğun kendisi ile ilgilenildiğini hissetmesi yani
ilgi doyumunu yakalayabilmesidir.
|